Dostlarla,
Ne güzel içtik dün gece be
Anlık da olsa ne dert kaldı ne tasa
Ne iş kaygısı ne yaşam savaşı
Dalga geçtik birbirimizle gırgır şamata
Alay ettik sıçtığımız anlardan bahsettik
Güldük eğlendik
O kadındı bu erkekti demeden
Kimimiz derdinden sarhoş oldu kimimiz keyfinden
İyide yaptık sefamız olsun be
Biz üç kişiydik ama
Fark ettim ki ne çok özlemişiz huzurla gülmeyi
Ne çok özlemişiz güven kaygısı olmadan sevilmeyi
Samimiyeti.
Toplum olarak öyle bir cendereye düşmüşüz ki
Mesela ne kadar kolay küsüyoruz,
Ne kadar kolay inciniyoruz,
Dostluk halbuki karşılıklı affedişlerle kaim,
İncinmeleri onarabilmekle,
Muhatabımızın aynasından kendi kusurlarımızı görebilmekle,
Büküldüğü yerde kırılıyorsa,
Orada dostluktan ziyade kaskatı kesilmiş benlikler vardır…
“Sevmek kumaşı kaliteli insanların işidir. ” demiş ya şair
İşte HİSSETMEK de bizim işimiz kardeşim.
Eğer hissetmezsen güvenemezsin
Asla güvenilen biri olamazsın
En kötü anınızda yanınızda olabilecek
Kötü düşünmenize müsaade etmeyecek
Mutluluğunuzu acınızı paylaşabilecek
Ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü gözlerinizin içine baktığında görebilecek
Yanlışlarınızı yüzünüze söyleyebilecek
Sizi yürekten sevebilecek
Dürüstlüğünden samimiyetinden şüphe duymadığınız bir dostunuz yoksa,
Üzgünüm bu hayatı boşa yaşıyorsunuz.
Benim öyle güzel dostlarım var ki kardeşten öte iyi ki varlar.
Selametle.
Son yorumlar