Share

İkiyüzlülüğün Anatomisi

Kuruma Bilinçli Zarar Vermek ve Sahte Milliyetçilik: İkiyüzlülüğün Anatomisi
Bir kurumun içinde yer alıp, onun işleyişine bilinçli şekilde zarar vermek; küçük eylemlerle, görünmez sabotajlarla sistemi aksatmak… Bu davranış biçimi, sadece etik dışı değil, aynı zamanda toplumsal vicdana da aykırıdır. Hele ki bu tutumu sergileyen kişi, kendisini “milliyetçi” veya “halk sevdalısı” olarak tanımlıyorsa, ortada ciddi bir çelişki ve ikiyüzlülük vardır.
Küçük Eylemler, Büyük Tahribatlar
Kurum içi sabotaj çoğu zaman büyük hamlelerle değil, küçük ama sistematik adımlarla gerçekleşir. Örneğin:
• Bilerek eksik bilgi vermek,
• Geciktirmek,
• Yanlış yönlendirmek,
• Gereksiz tartışmalarla zaman çalmak,
• İş arkadaşlarını demotive etmek,
• Kurumun kaynaklarını hoyratça kullanmak.
Bu tür davranışlar, dışarıdan bakıldığında önemsiz gibi görünse de, birikimli etkileriyle kurumun verimliliğini, güven ortamını ve kamuya hizmet kapasitesini ciddi şekilde zayıflatır. Bu noktada kişi, “Ne zarar verirsem kârdır” mantığıyla hareket eder. Çünkü amacı üretmek değil, yıkmaktır. Bu yıkımın ardında çoğu zaman kişisel tatmin, intikam duygusu veya ideolojik saplantılar yatar.
Sahte Milliyetçilik ve Halk Sevdası Maskesi
İşin en çarpıcı yönü ise, bu tür davranışları sergileyen kişilerin kendilerini “vatansever”, “millet sevdalısı” veya “halkçı” olarak lanse etmesidir. Oysa gerçek milliyetçilik, halk sevgisi ve kamu yararı; üretmekle, katkı sunmakla, iyileştirmekle ölçülür. Bir kuruma zarar vermek, dolaylı olarak halka zarar vermektir. Çünkü kamu kurumları, halkın vergileriyle ayakta durur ve halka hizmet etmekle yükümlüdür.
Kendini halkın dostu olarak tanıtıp, halkın hizmet aldığı yapıları sabote etmek; hem ahlaki hem de ideolojik bir çöküştür. Bu, bir nevi “maskeli ihanet”tir. Kişi, söylemde halkı savunur ama eylemde halkın çıkarlarını baltalar.
Niyetin Kirli, Söylemin Temiz Olmaz
Bu tür davranış biçimlerinde en tehlikeli unsur, niyetin kirli ama söylemin temiz olmasıdır. Kişi, dışarıya karşı “iyi niyetli”, “halkçı”, “vatansever” bir profil çizerken; içeride sinsice zarar verir. Bu durum, sadece kuruma değil, toplumun güven duygusuna da zarar verir. Çünkü insanlar, artık kimin samimi, kimin sahte olduğunu ayırt etmekte zorlanır.
Gerçek Vatanseverlik: Üretmek, Onarmak, Sahip Çıkmak
Gerçek milliyetçilik; kurumları yıkmakla değil, onları daha iyi hale getirmekle mümkündür. Halk sevgisi; halkın hizmet aldığı yapıları korumakla, geliştirmekle, şeffaflaştırmakla gösterilir. Bir kurumda sorun varsa, çözüm önerisi sunmak gerekir. Eleştiri elbette haktır, ama eleştiriyle birlikte çözüm de sunulmalıdır. Sabotaj, çözüm değildir; sadece çöküşün hızlandırıcısıdır.
Sonuç: Maskeler Düşmeli
Kurumlara bilinçli zarar verip, ardından halk sevdalısı pozuna bürünmek; hem ahlaki hem de toplumsal bir sahtekârlıktır. Bu tür davranışlar, sadece kurumları değil, toplumun ortak değerlerini de aşındırır. Gerçek vatanseverlik; üretmekle, korumakla, iyileştirmekle ve katkı sunmakla mümkündür. Maskeler düştüğünde, geriye sadece niyet kalır. Ve niyet kirliyse, söylemin hiçbir değeri yoktur.

29 Okuma Sayısı

Ayrıca şunları da beğenebilirsiniz