Çocukluğumuz da heyecanla uykudan uyanıp camilere koştuğumuz, büyüklere saygı gösterip ellerini öptüğümüz müstesna günlerdi bayramlar, öyle ki benim için kurban bayramının ayrı bir özelliği vardı. İki üç gün öncesinden alınan kurbanlıkları otlatmaya götürür hayvanlarla bol bol vakit geçirirdim bayram günü gelip çattığında da kısa bir zaman hüzünlenirdik kesileceği için üzülürdük ama ne çare Allah’ın emriydi…
Kurbanların gökyüzüne yükselen melekler olduğunu Allaha ulaşıp bak rabbim bu kulun beni sana hediye gönderdi diyeceğini düşünürdüm hep… Babamın kestirdiği kurbanların pek kabul göreceğini sanmıyorum ama yine de keserdi çünkü haftalar öncesinden başlayan psikolojik baskıyla burnumuzdan getirirdi… Zaten kimseye pay vermezdi onun için tek fakir kendisiydi e namaza gitmek dua etmek de pek tabi kitabında yazmıyordu çıkacak etin miktarı daha önemliydi. 🙂
Ben ise her kurban bayramı sabahı tek başına namaza gider bayram namazını kılar heyecanla eve gelirdim haftalar öncesinden başlayan kurban kavgalarına aldırış etmemeye çalışırdım. Kurbanlarımızı dedem rahmetli keserdi önce komşuların sonra kendisinin en son bizim kurbanı keserdi gözlerimiz yollarda dedemi beklerdik öğleye bize sıra ancak gelirdi ama mutlaka gelirdi şimdi bekle ki gelsin… 🙁
Son yorumlar