30 Ağustos Zafer Bayramı

Düşman yurdun dört bir yanını sarmış
cephede başladığımız ve bu zorla girdiğimiz mücadele
masada bitmek durumunda kalmıştır.

Almanya’nın kaybetmesinden sonra itilaf devletleri hızına kesmemiş
sıraya yıllardır hayallerini kurdukları türk düşmanlığı ideallerini
gerçekleştirmek için yönünü çökmekte olan Osmanlı devletine çevirmişlerdir.

Ülke ise bu zorluğa daha fazla dayanamayıp Mondros Ateşkes Antlaşması adı verilen
Osmanlının lehine ve bağımsızlığına dair tek olumlu kelime bile bulunmayan bu Antlaşmayı
çaresizce ve utanarak imzalamak durumda kalmıştır daha doğrusu zorlanmıştır.

Anadoluyu ele geçiren itilaf devletleri Osmanlı topraklarında yaşayanları hayvandan farksız görüp
anadoluda yani türklerin bağrında raks ederek türlü türlü yollarla pislikler yapmaktan çekinmiyorlardı
kadın tecavüzleri mi dersin çocuk katliamları mı dersin her türlü zina ve pislik yapılıyordu devlet hazineleri tarihi eserler tek tek soyuluyordu

Bir tarafta yunanı diğer tarafta fransızı,italyanı ve dahası
kısacası anadaolunun sahipleri değişmişti artık ülkecek çıkmaz sokaklardan çıkamıyorduk, hapsedilmiştik
insanların sokaklardaki cesetleri, evlerindeki çaresizlikleri bitmek bilmiyordu huzur denilen şey artık yoktu Osmanlı için.

Yıllardır koruduğumuz, çoğu zaman dünyanın başkenti olarak kabul edilen ve

Fatihten miras aldığımızİstanbul’umuzu yani Konstantinopolis’i koruyamamıştık.
itilaf devletleri peygamberimizin hadisine mazhar olduğumuz
İstanbul’umuzu ablukaya almışlardı, yetmezmiş gibi galata kulesine ingiliz bayrağı dikmişlerdi
vahdettin(son osmanlı padişahı) İngiliz savaş gemisiyle kaçmıştı. Ordu denilen bir şey kalmamıştı.

Yunanlılar ise işgal ettikleri toprakları yunan bayrağıyla doldurup burası artık bizim mesajı veriyorlardı
onca yılın hiddetiyle hezeyan dolu laflar söylüyorlardı.
Bizim için önemli yapıları yakıyorlardı.

Artık onlar için Avrupa’nın hasta adamı ölmüştü.
Ama hesap edemedikleri tek bir şey vardı oda MUSTAFA KEMAL

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk’ün önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin dünyanın en güçlü devletlerine karşı verdiği bir mücadele olup 11 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesi ile son bulmuştur.

Kurtuluş mücadelesinin lideri olan Atatürk Samsun’a çıktığında Anadolu’nun her yeri işgal altındadır. İngilizler Musul, Antep, Kilis ve İskenderun’u işgal ederken, Fransızlar ise Adana, Osmaniye ve Mersin’i işgal etmiştir. Milli bilincin uyandırılması için Havza ve Amasya genelgeleri yayınlanmıştır. Daha sonra Mustafa Kemal Erzurum ve Sivas’ta kongre düzenlemiştir. Milli bilincin uyanması ile birlikte halk işgallere karşı miting ve protesto yapmıştır.

Sivas ve Erzurum Kongrelerinden sonra Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de Türk milleti ile birlikte Büyük Millet Meclisi’ni açmıştır. Büyük Millet Meclisi başkanı seçilen Atatürk, Kurtuluş Savaşı mücadelesinin lideri olmuştur. Milletin birlikte her şeylerini seferber ederek verdikleri Kurtuluş Savaşı mücadelesi, 11 Ekim 1922 yılında başarıya ulaşmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul olmak üzere birçok stratejik noktası işgal altındadır. Anadolu’da işgalcilere karşı başlayan mücadele göz kamaştırıcı Kurtuluş Savaşı’na dönüşmüştür. “Ya istiklal, ya ölüm” diyen Türk milleti, Mustafa Kemal önderliğinde ulusal bağımsızlıkları için mücadele etmiştir.

Anadolu’da dağınık halde bulunan direniş grupları düzenli ordu ile sistemli hale getirilmiştir. Ordunun finansmanı için Tekalif-i Milliye Kanunu çıkarılmış olup bazı vergiler konulmuştur. Askere alınmaya ve vergi verilmesine karşı olan kişiler için İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadelenin başarılı bir şekilde sonuçlanmasıyla Türkiye uluslararası arenada tam bağımsız bir ülke olmuştur.

Dört bir yanı işgalci kuvvetler tarafından işgal edilmiş olan bir millet, işgalci kuvvetlerin boyunduruğundan kurtulmak istemiş ve Kurtuluş Savaşı bu mücadelenin meşalesi olmuştur. Yıllardır hastalıkla, yoklukla, cehaletle ve bitip tükenmeyen savaşlarla yaşayan Türk milleti için Kurtuluş Savaşı bir umut olmuştur. Kadın, erkek, yaşlı, genç demeden verilen mücadele sonunda zafer elde edilmiştir. Anadolu’yu saran özgürlük ateşinin Kurtuluş Savaşı’nın başarılı olmasında payı büyüktür.

Kurtuluş Savaşı sadece Türkiye Türklerine değil, işgalci kuvvetlerin boyunduruğu altında bulunan milletlere de umut kaynağı olmuştur. Tam bağımsız bir devlet olma yolunda verilen mücadele yeni Türk devletinin temellerini de atmıştır. Olağanüstü koşullarda yürütülen mücadele tarih sayfalarında yerini almıştır. Tüm sömürge uluslarına örnek olan Kurtuluş Savaşı, Türk devletinin tüm dünyada kabul görülmesini sağlamıştır.

Kurtuluş Savaşı Nedenleri ve Sonuçları

İşgal kuvvetlerine karşı yurt topraklarını savunma mücadelesi olarak bilinen Kurtuluş Savaşı, milletin bulunduğu kötü durumdan kurtulmak için son umut kaynağıdır. İşgale uğramış toprakların yeniden kazanılması için Kurtuluş Savaşı adeta bir zorunluluk idi. Çok cepheli siyasi ve askeri mücadele, milletin kendine düşen görevleri eksiksiz yerine getirmesi ile başarılı bir şekilde sonuçlanmıştır. Osmanlı Hükümeti’nin kendine düşen görevlerini yerine getirememesi Türk milletinin yok olma tehlikesi ile baş başa kalmasına neden olmuştur.

İçte ve dışta düşmanlara karşı verilen mücadele olan Kurtuluş Savaşı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti kurtulmuştur. Düzenli ordunun aldığı başarılar ile birlikte Türk milletinin orduya olan güveni artmıştır. Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan başarı TBMM’nin Lozan Konferansı’na davet edilmesini sağlamıştır. Türk milleti Kurtuluş Savaşı sayesinde saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamaya başlamıştır. Kurtuluş Savaşı’nda modern ve acımasız ordulara karşı vatan sevgisi ve cesaret ile büyük bir mücadele verilmiştir.

554 Okuma Sayısı