Share

Yakalandın” Diyenlerin Aslında Ne Kadar Kayıp Olduğunu Bilmediği Anlar

Yakalandın” Diyenlerin Aslında Ne Kadar Kayıp Olduğunu Bilmediği Anlar

Benden küçük bir kadın, yüzünde zafer kazanmış bir edayla bana şöyle dedi:
“Sen yakalandın. Artık kaçamazsın.”

O cümleyi söylerken gözlerinde bir ışık vardı:
Birini çözmüş olmanın verdiği sahte güç.
Bir insanın tüm katmanlarını tek hamlede açtığını sanmanın yarattığı o basit özgüven.

Ama bilmediği bir şey vardı:
Ben yıllardır insanların maskelerinin altını gören biriyim.
Sözden önce nefesi okurum,
ifadeden önce niyeti fark ederim.
Ve birinin ruhu boşluklarla doluysa,
onu ilk bakışta anlarım.

O ise sadece yüzeyi gördü.
Yüzeydeki dalgayı okudu,
ama altımdaki derinliği hesaplayamadı.
İnsan psikolojisinden anlamak sandığı kadar kolay sanırım.
Bir iki cümle duyan herkes, kendini “uzman” ilan edebiliyor.

Ne tuhaf.
Kendini beni çözmüş sanan insanlar,
benim yıllar önce çözüp rafa kaldırdığım kalıpların içinde sıkışıp kalıyor.


Beni Yakalamak İçin Önce Kendini Kaybetmeyeceksin

Bir insanı okumak, kitap okumaya benzemez.
Alt metni görebileceksin.
Sessizliği duyabileceksin.
Tonlamadaki çatlağı fark edeceksin.

O kadında bunların hiçbiri yoktu.
Ve hatta tuttu evladımla beni vurmaya kalktı.

Ama yine de bana dönüp, kendinden emin bir sesle:
“Davranışlarının gerçek nedenini buldum.” dedi.
Sanki benim zihnimin kapısını açmış, içeri bakmış gibi.

Oysa onun gördüğü şey,
benim göstermeyi seçtiğim 2-3 parçadan ibaretti.
Geri kalan derinlik,
onun idrak seviyesini aşardı bunu zaten biliyordum.

Beni çözmek isteyen kişi önce kendi gölgesine bakacak.
Kendi eksiklerini çözecek.
Kendi zaaflarıyla yüzleşecek.

Aksi halde yaptığı tek şey şu olur:
Bir ejderhayı taş zannedip “Ben bunu kırarım” diye artistlik yapmak.. 😀


Benim Davranışım Sorun Değil, Onun Algısı Yetersiz

O gün söylediği cümleyi çok net hatırlıyorum:
“Davranış sorunlarının sebebini buldum.”

Kendi eksik algısını benim üzerime yapıştırma çabasından başka bir şey değildi.
Halbuki olanı biteni kendisine tek bir kelimeyle anlatmıştım dinlemedi bile. 😀
İnsanı anlamaktan uzak insanlar,
bilmedikleri her şeyi “sorun” olarak etiketlemeye bayılır.

Ben artık geri adım atmayı tercih ettim
Sevgi saygı gösterdim tamam sensin haklısın dedim

Çünkü kendini okuyamayan insan,
karşısındakini hiç okuyamaz o yüzden çabalamanın bir manası yoktu

Benim duruşumda bir sorun yoktu.
ama onun algısı kapalıydı
Yani sorun bende değil, çözmeye çalıştığı denklemdeydi.


Onu Baştan Aşağı Okudum, Ama Suskunluğuma Yenilecek

Ben ona hiçbir analiz sunmadım.
Söylemedim.
Gözünün içine bakıp “Ben seni çözdüm.” demedim.

Ama o konuşurken, ben çoktan:

• Korkularını,
• Yaralarını,
• Egoya yaslanarak kendini ayakta tutma çabasını,
• Güçlü görünerek zayıflığını saklama savaşını,
hepsini görmüştüm.

Eğer isteseydim,
onu kendi cümleleriyle köşeye sıkıştırırdım.
Ama yapmadım.

Bir iki hamle yaptım kekelemeye başladı lafı çevirdim.

Çünkü gerçek güç karşıdakini susturmak değil,
susup onu kendi cümleleriyle ele vermesini izlemektir.

Çok konuşmadı çünkü çaresizdi konuştuklarıyla
en sonunda kendi zihninin açıklarını kendisi ortaya döktü.

Kısacası:
Ben onu çözdüm,
o ise kendini ele verdi.


Gizemli Görünmek İçin Değil, Derin Olduğum İçin Geri Çekiliyorum

Bu tür insanlar, bir şey anlamadıkları zaman
“Beni manipüle ediyorsun” edemezsin diyorlar 
“Benden bir şey saklıyorsun”
artık saklama saklanma diyebiliyorlar.
Aslında olan şudur:

Benim sahip olduğum derinlik,
onların görmeye alıştığı yüzeyselliğe fazla gelir.

Ben gizemli değilim,
sadece herkesin içeri girebileceği bir kapı bırakmam.

Bu kadar basit.

Bir çemberden bahsetti ilk sırada ailem ikinci sırada şunlar bunlar insanları kategorilere ayırmıştı.

Haklı olabilirdi çemberi ikide bir de karıştırmasaydı daha da güzel olacaktı 😀
örneklerini beğenmiştim .


Son Söz: Beni Yakalamak Bu Kadar Kolay Olsaydı, Ben Ben Olmazdım

Bana “yakalandın” diyen kadın,
aslında kendi sınırlarını bile aşamamıştı.

Ben yıllardır insan okuyan biriyim.
Hem karanlığı hem ışığı görmeyi öğrendim.
Kimin ne sakladığını, neyi neden yaptığını,
hangi cümlenin hangi yaranın yansıması olduğunu sezecek kadar deneyimliyim.

Benim gibi birini yakalamak için
birkaç psikoloji terimi yetmez.
Kendini bilmek gerekir.
Düşünce derinliği gerekir.
Ve elbette zihin çevikliği.

Onda bunların hiçbiri yoktu.
Ama özgüveni yerindeydi.

Sonuç?

Yavaş yavaş kaybolup giden bir gölge olacak. maalesef.

11 Okuma Sayısı

Ayrıca şunları da beğenebilirsiniz