Beni zorlamayın!

Bazen dostluğa yapılan yanlış fark edilmez. Küçük ihmaller, küçük yalanlar, küçük ihanetler… Ama unutmamak gerekir ki dostluk, küçük parçaların bir araya gelmesiyle büyük bir bütüne dönüşür. Küçük yanlışlar biriktiğinde, büyük bir kopuş olur.

Ve en acı olanı… Dosta yapılan yanlışın telafisi her zaman mümkün olmaz. Çünkü bir kere sarsılan güven, bir daha aynı sağlamlıkta olmaz. O yüzden dostluk, kıymeti bilinmesi gereken bir emanettir. Onu koruyamayan, aslında kendisini kaybeder.

Ahlakın çöktüğü yerde birkaç insan kalır, onlar dirençtir, onlar vicdandır. Siz sanıyorsunuz ki baskınız ile ben susar doğru bildiklerimden vazgeçerim. Ama yanılıyorsunuz. Beni zorlamayın. Çünkü suskunluk korkudan değil, bilgeliktendir.

Kötü düşünceler aklıma düşebilir, ama ben onları ayıklamayı bilen bir insanım. İnsan olmak, aklını kötülüğe teslim etmemekle başlar.  Ben korkmam, çünkü vicdanım var. Eğer olmasaydı, bu aklın ne yapabileceğini tahmin bile edemezdiniz.

Zulüm, güçsüzlerin sığındığı bir yanılsamadır. Gerçek güç ise, kötülüğün ortasında iyiyi seçebilmektir. İşte bu yüzden, beni zorlamayın. Akıl, vicdanla yol alır. Ve vicdanı olmayanın aklı, yalnızca yıkıma hizmet eder. Ama benim aklım başka bir yolda, başka bir gerçeklikte. Siz ne yaparsanız yapın, ben bildiğim doğruda yürümeye devam ederim.

Bence en güzeli bundan sonra tamamen kaybettiğiniz dostluğa yakının çünkü artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.

43 Okuma Sayısı